Poetopyaya girişte “Merhaba” yerine her şair bir dizesini söylüyor. Hangi dizenizi “Merhaba” yerine kullanmak istersiniz?
şiirle hayat arasında bocalayan
bir ömür kaldı
ardımda
İlk şiirinizi kaç yaşındayken yazdınız? Ne hissetmiştiniz?
Sanırım ilkokuldayken yazmıştım. Annemin köyü Şahibrahimhanı, Keban Barajı’nın suları altında kalmıştı. Herkesin canı yanmıştı. Anneannem, ölünceye kadar barajı yapanlara ilendi durdu. İlk şiirim bu köye yazılmış bir ‘güzelleme’ydi. Kayboldu gitti. Ne mi hissetim? Acı, hüzün keder ve şiir yazmanın o müthiş duygusu…
İlk şiiriniz (yani yayımlanan) nerede ve ne zaman yayımlandı? Ne hissettiniz?
İlk şiirim, geçen yıl yitirdiğimiz (Aziz) Aydın Doğan’ın Ankara’da yayımladığı Yaba / Öykü’de 1990’da yayımlandı. Dergiyi hep yanımda taşıdığımı, herkese gösterdiğimi ve okuduğumu hatırlıyorum. Hem yazmanın hem yayımlatmanın hem de görünür olmanın verdiği o yeğnilikle…
Sadece bir şiiriniz gelecek nesillere kalsa, hangisi olsun isterdiniz?
‘Okuntu’ kitabımdaki ‘Kalbimin Kars’ına Kar Yağıyor’ şiirinin kalmasını isterim.
Hangi şairin size şiir yazmasını isterdiniz?
Zor soru… Neruda ya da Cevat Çapan ya da Adonis ya da Şükrü Erbaş ya da Füruğ… Şair düşü bu, sınır tanır mı ki?
Şiir okumak mı, şiir yazmak mı sizi daha çok heyecanlandırır?
Yazmak müthiş bir duygu; ancak okumadan nasıl yazılır ki?
Duyduğunuz, okuduğunuz ilk andan itibaren zihninize çakılı kalan bir dize var mı?
‘Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Bir orman gibi kardeşçesine’
Bir de haksızlık etmeyeyim:
‘yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var’
Bir de:
‘sevsem sana yazık
sevmesem incinirsin’
Susayım artık, dilimden dizeler dökülmeye başladı.
Şiir şairinden bağımsız düşünülebilir mi?
Kim demişti, şairin hayatı şiire dahil diye… Şairin hayatı şiire dahildir. Hem yaşanmadan nasıl yazılır ki? Yazılsa dahi şiir olur mu ki?
İnsanlık tarihinden şiiri çıkarsak geriye ne kalır?
Çorak bir yeryüzü / gökyüzü kalır.
Keşke hiç yazmamış olsaydım dediğiniz bir şiiriniz var mı?
Yok; ancak dergilerde yayımlanmasına karşın kitaplarıma almadığım şiirlerim var.
Yüz yıl sonra da okunacak, dediğiniz şairler var mı?
Elbette… Başta Nazım, Ahmet Telli, Şükrü Erbaş, Cevat Çapan… Susayım artık, diğer şairlere / dostlarıma haksızlık etmeyeyim. Zaman elemeyi bilir zaten.
Pandemide şiir yanınızda mıydı, size sığınak, mevzi oldu mu, yoksa hiçbir faydası olmadı mı?
Avukatlık gibi zaman oburu bir mesleğim var. Bana öyle iyi geldi ki… Çok okudum, çok yazdım, çok yayımlattım… 2021’in Kasım’ında beşinci kitabım ‘Dünyanın En Güzel Suçu ‘ ( anlatı ) on beş yıl sonra Kora Yayınları’ndan çıktı. Daha ne olsun?
‘Tatil’ bitti, yeniden mesleğin kıskacına girdim. Ama şiir bu, insanın yakasını bırakmıyor ki…
Bir Cevap Yazın